Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Antisosyal kişilik bozukluğu (ASPD) olan insanların etrafınızda bulunması bir yere kadar eğlenceli olabilir. Ancak bu kişiler aynı zamanda yalan söyler ve başkalarını sömürürler. Bu hastalık, insanları, olayları hiç umursamayan kişiler haline getirir. Bu hastalığa sahip olan biri, eylemleri diğer insanlara zarar verdiğinde suçlu hissetmezler, yıkıcı ve güvensiz davranabilirler. Modern teşhis sistemleri Antisosyal Kişilik Bozukluğunun birbiriyle ilişkili ancak aynı olmayan iki koşul içerdiğini düşünmektedir: ilki “Psikopat”, başkalarına yönelik acı verici eylemleri düşünme, manipülasyon ve kurnazlığı yansıtma eğilimindedirler; ayrıca başkaları için duygu, taklit empati hissedemezler. Şiddetli bir Antisosyal Kişilik Bozukluğu olan kişiler aldatıcı şekilde karizmatik ve çekici olabilirler. Bu kişiler Sosyopatlar ile karıştırılabilirler. Ancak Sosyopatlar, bir şekilde başkalarıyla bağlar kurabilirler ancak yine de sosyal kuralları göz ardı ederler. Antisosyal Kişilik Bozukluğunun popülasyonun %2 ila %4’ünü etkiler ve erkeklerde daha yaygın olarak görülür.

Semptomlar

Antisosyal Kişilik Bozukluğuna sahip insanlarda semptomlar şöyle görülür.

-Yalan söylemek

-başkalarını kullanmak ve bu konuda aceleci davranmak

-Sinirli ve agresif tutuma sahip olmak

-Diğer insanlarla savaşmak veya onlara saldırmak

-Suç işlemek

-Başkalarının veya kendilerinin güvenliğini umursamamak

-Başkasına zarar verdikten sonra pişmanlık belirtileri göstermemek

-Para, iş veya sosyal görevleri yerine getirememe

-Uyuşturucu veya alkol bağımlılığı

Kimler Risk Altında?

Peki bu hastalıkta en çok kimler risk altında? Antisosyal kişilik bozukluğunun oranlara bakıldığında, erkek hasta sayısının kadın hasta sayısından ezici çoğunlukta olduğu görülür. Uzmanlar buna neyin neden olduğunu bilmiyorlar, ancak genetik ve diğer biyolojik faktörlerin, özellikle erkeklerin daha fazla travmatik ve küfürlü bir ortamda bulunması gibi sebeplerin rol oynadığı düşünülüyor. Araştırmalar, gelişme çağında ki beyin hasarları ve yaralanmalarının da Antisosyal Kişilik Bozukluk ile de bağlantılı olabileceğini gösteriyor. Antisosyal Kişilik Bozukluğuna sahip insanlar genellikle yasaları sıklıkla çiğnediğinden, birçok mahkûmun bu hastalığa sahip olduğu düşünülüyor. Araştırmalar, erkek mahkumların bu sayını %47 kadın mahkumlarda ise %21 olduğu yönünde vuku buluyor. Davranış bozukluğu belirtileri sergileyen çocuk ve ergenlerin, ilerleyen dönemlerde Antisosyal Kişilik Bozukluğu hastalığını geliştirme olasılığı, normal kişilere göre çok daha fazladır.

Teşhis ve Tedavi

Antisosyal Kişilik Bozukluğuna sahip olan insanlar genellikle ergenlik döneminde davranış bozukluğu belirtileri gösterir ancak birey 18 yaşına gelene kadar kadar tam teşhis ve tedavi sağlanamaz. Genellikle, Antisosyal Kişilik Bozukluğuna sahip yetişkinler çocukluk veya erken ergenlikte davranış bozukluğu belirtileri göstermiş olacaklardır. Hastalığın tedavisi zordur. Bu hastalığa sahip insanlar nadiren kendi başlarına yardım talebinde bulunurlar, çünkü çoğu zaman buna ihtiyaç duymadıklarını düşünürler. Tedavi istendiğinde, bireysel veya grup ortamlarında davranışçı terapi veya psikoterapi tedavisi uygulanabilir. Doktorlar bazen dürtüsel saldırganlık gibi semptomları tedavi etmek için duygu durum düzenleyicileri veya bazı atipik antipsikotikler gibi bazı psikiyatrik ilaçlar kullanırlar. Size yakın bir kişinin Antisosyal Kişilik Bozukluğu varsa, bir destek grubuna katılmayı düşünebilirsiniz ya da bir psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanı veya psikologdan yardım isteyebilirsiniz. Sevdiğiniz kişinin davranışını değiştiremezsiniz, ancak sınırları belirlemenize ve kendinizi zarardan korumanıza yardımcı olacak davranışları ve gücü keşfedebilirsiniz.