Vücut Büyüklüğüne İlişkin Kimlik Bozukluğu
Vücut Büyüklüğüne İlişkin Kimlik Bozukluğu
Apoterminofilisendromj olarak da bilinen vücut büyüklüğüne ilişkin kimlik bozukluğu kişinin herhangi bir uzvunu kendine ait hissetmeyerek onun varlığından rahatsız olup kurtulmak istemesidir. Bu sendromda kişiler o uzvunun kendisini çok kötü, çirkin ve engelli gibi gösterdiklerini düşünürler. Vücut büyüklüğüne ilişkin kimlik bozukluğu adına pek çok araştırma yapılmış fakat doktorlar henüz bu konunun temelinde yatan etkeni bulabilmiş değiller. Bazı teorilere göre kişinin beyninde oluşan vücut algısı ile kendi vücudunun algısının birbiriyle örtüşmemesi bu kimlik bozukluğunu ortaya çıkarabiliyor. Diğer bir sebebi ise kişinin çocukken yaşadığı bir travma ya da buna benzer bir durumla karşılayıp şu an onların aynısını uyguluyor olabilir.
Vücut büyüklüğüne ilişkin kimlik bozuklu sendromu yaşayan kişiler uzuvlarının tam olarak nereden itibaren kendilerine ait olup nereden itibaren kendilerine ait olmadığını çok iyi bilirler. Kısa sürede buna karar verirler. Daha sonra ise ellerine fırsat geçtiği ilk anda o uzvunu kesmekten hiç çekinmezler. Aynı zamanda bu problemi etrafında bulunan kişilere anlatma konusunda çok ciddi problemler yaşarlar. Bu kişiler bir ya da birkaç uzvunda felç geçirmek isterler. İstemediği uzvun ortadan kalkması ile birlikte kişide büyük bir rahatlama ve tamamlanma hissi belirir. Bu hastalığın temel sebebi olarak bugüne kadar hep psikolojik cinsel dürtü gösterilmiştir. Yapılan araştırmalara göre nöronlarla da bu his dürtülenip kesme eğilimi elde edilebilir. Oldukça tehlikeli bir sendromdur. Bu sendrom sonucu kendini keserek hayatını kaybeden çok sayıda insan vardır.
Vücut Büyüklüğüne İlişkin Kimlik Bozukluğunun Tedavisi
Oldukça sıkıntılı bir semptom olan vücut büyüklüğüne ilişkin kimlik bozukluğunun tedavisi için ilk olarak bu bozukluğun açık ve net bir şekilde anlaşılması gerekir. Çok ağır bir hastalık ya da semptom olduğu için antidepresan gibi ilaçlarla iyileşme veya bu durumdan kurtulma beklenemez. İnsanların içlerinden gelen bir arzu sonucu herhangi bir uzuvlarından rahatsız olarak uzvu kaybedince rahatlama hissi yaşadıklarını bildirirler. Hatta ve hatta o uzvu kaybettikleri zaman hayat kalitesinin yükseldiğini ifade eden hastalar da vardır. Bunu sağlamak için bazı insanlar o uzvu hiç yokmuş gibi protez takmaktadır. Bazıları ise o uzvunu kaybetmiş taklidi yaparak kendisince tatmin etmektedir. Bu durum hastalık üzerinde rahatlatıcı bir etki yaratabilir.
Vücut büyüklüğüne ilişkin kimlik bozukluğu yaşayan kişilerin çok nadir olmasından dolayı ve nörolojik işlemlerden kaynaklı olduğu düşünüldüğü için bu konuda henüz bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Asıl konu kişinin beyninde oluşan vücut şeklinin nasıl olduğudur. Eğer gözünde uzuvsuz bir vücut canlanıyorsa buna ulaşmak için her şeyi yapacaktır. Yapılması gereken şey kişinin vücut anlayışını değiştirmeye çalışmaktır.