İlaçsız Depresyon Tedavisi Ne Şekilde Yapılmaktadır?
İlaçsız Depresyon Tedavisi Ne Şekilde Yapılmaktadır?
Depresyon bir psikolojik rahatsızlıktır. Problemli kişilerde ilgide tükenme, ümitsiz olma ve pesimistlik, sığ olmayan bir üzüntü durumu vardır. İlerideki hayatları ve yaşamları ile ilgili olarak pesimist kalırlar. Hastalar en ufak şeyden bile zevk kapamaz vaziyete girebilirler. Arada sığ olmayan bir baskı ve rahatsızlık oluşabilir. Ümitsizlik ve elden bir şey gelmeme hisleri o kadar katı yaşanır ki içinde oldukları bu halden kesinlikle çıkamayacaklarını hissederler. Meslek, eş dost, kazanç ve kendi hayatları ile çok fazla şekilde zihinleri dolu olur. Problemi kişilerde yeme isteği ve yağ kaybı, uyku düzensizliği çok fazla görülür. Bitkinlik ve hafıza kayıpları yaşanabilir. Bu zamanda depresiflik vakalarının yüzde seksen yedisi onaylanmış iyileşme yollarından faydalanır. Muayene alan kişiler bir-iki hafta ile iki-üç ayda sağlıklarına kavuşurlar. Fakat depresyon hastalığı nüksedici bir illettir. Daha evvelden meydana gelmiş olması aynı bünyede tekrarlama ihtimalini çok fazla arttırabilir.
Peki İlaç Kullanmadan Depresyon Tedavisi Yapılabilir Mi?
Bu sualin cevabı genellikle ’hayır’ şeklinde olur. Bunun sebebi depresyon muayenesinde uygulanan işlemler sonuç verse ve faydalı olsa da çabuk netice almak çok vakit isteyebilir. Çağımızda, ileri seviye hastalar, yani doktorların tıp literatüründe Majör Depresyon şeklinde isimlendirdiğimiz, hayatına sona verme yönelimi de meydana çıktığı haller, kliniğe getirtilerek muayene yapılmak durumunda olsa da, hafif ve makul seviyeli depresyonlar basitçe yatmaya gerek kalmadan iyileşmesi gerçekleşebilir. Kısa isimsiyle TMS, manyetik iletim sağlayan bir alet ile beyin tetiklemesi gerçekleştirerek zihinsel halleri (depresif, distimi vs.) iyileştiren bir muayene yöntemidir. TMS, üstelik uygun bulunan ve seviyede ayarlanmış bir antidepresan yönteminde gerekli neticeyi bulamamış ya da ilacın kullanma belirtilerine karşı çok etmeni olan ya da ilaç içmeyi sevmeyen kişiler için bir başka bir yoldur.
Kaygıları Bitirme Yöntemi
Psikolojinin gelişimi, bu çağa kadar kaygıları alt etme uğraşlarına aynı ölçüde bir hat takip etti. Endişe, karşı gelemeyeceğimiz seviyelerde berbat bir durumun oluşması düşüncesidir. Sıklıkla tedirginliğimizi azaltmak amacıyla bu tarz bir durumun yaşanmayacağına zihnimizi inandırmaya çalışırız. Fakat asıl tehlikelerle yüz yüze gelince, bunun oluşturduğu ıstırap veren hislerle ne şekilde uğraşabileceğimizi çoğu zaman bilemeyiz. Houston Üniversitesi’nden bilim insanı B. Brown bu tarz olaylarda yara almayı, çabayı ve şansızlıkları karşımıza almamızın önemli olduğunu vurguluyor. Brown tüm bu zaman boyunca umuda kapılmamızı tavsiye ediyor ve umudun çaba yöntemiyle kavranan bir şey olduğundan bahsediyor. Kısaca, endişe verici her türlü bir durumla karşı karşıya gelmezsek, onu nasıl alt edeceğimiz de bilmeliyiz. Depresifliği tamamen alt etmek buna bağlıdır.
Sosyal Tedirginlikleri Azaltma Yöntemi
Bu düşünceden yola çıkarak New York’taki Bilimsel Terapi Merkezi’nin kurucusu ve sahibi C. Padesky, son senelerde sosyal tedirginliklerle uğraşlarda “bireyin şahsını meydana çıkararak savaşması” şeklinde bahsettiği bir yolu doğru buluyor. Istırap ve elem veren durumlarım oluşma gözdağını bitirerek onun yerine, kişilere elem veren olay saklanılmaz olarak karşımızda bulunduğunda bu tecrübeyle nasıl karşı koyabileceğimizi aktarıyor. Bu tedavinin türlü biçimleri oluyor. Mesela, karşı koyma esnasında lazım olan farklılığın tarafının “içten dışa” olmasının mühim olduğunu aktarıyor. Zihnimizi gevşetmemiz halinde edindiğimiz yüksek moral dış dünyayla daha basit savaş vermemizi sağlayabilir. Fakat “dıştan-içe” yolunun da kapı altına süpürmemek gerekiyor; zihnimizde bir moral olmamış olsa dahi savaşmaya kaldığı yerden devam edip gözdağı tehlikesini alt etmeye yarar. “Geleneksel Bilimsel Davranış Terapisi” işte bu dıştan-içe yoluna avantaj sağlar. Geçmişte kalmış gerilimlerimiz her ne kadar tehditlerden uzaklaşmamız şeklinde kişileri yöneltse de prefrontal korteks iptidai beyin kısmı olan limbik merkezi baskılar ve dürtülerimizin tam tersini uygulamamıza sebep olur. Bu hareket kötü hisler duymamıza sebep olsa dahi uzun zamanda bu hislerle nasıl savaşılacağını da bu esnada kavramış olacağız.